16 Mart 2016 Çarşamba

13 Mart

Herkese yeniden merhaba. Eğer şuan bu yazıyı okuyorsanız, birazcık olsun olaylardan haberdarsınızdır. Bugün 16 Mart , yani malum olayın üzerinden tam 3 gün geçti. Birçok olayın üzerinden günler geçti aslında bu ilk değil.. Belki de bir kısmı hafızamızdan çoktan siliniyor bile biz fark etmeden. Yerde yatan bedenlerden her biri kayboluyor zamanın arasında. İçten içe herkes biliyor bu son değil. Tıpkı bir öncekinde yas tutan 'suçsuz' bedenlerin şimdikinde kasvetli toprağın altına gömülü olduğu gibi, ne olacağı belli değil. Bizimse tek yapabildiğimiz harflerin arkasından sesimizi duyurmaya çalışmak, siyah ekranlarla anmak o masum bedenleri daha sonra günler geçtikçe unutmak belki de.Unutmak demeyelim de devam etmek. Korkarak , saklanarak bir sonrakine kadar devam etmek. Ne olduğu bilinmez bir mayın tarlasının etrafında, adımlarımızdan korkarak yaşıyoruz. Zamanında nice emeklerle temizlediğimiz, sahip çıktığımız, genç-yaşlı-çocuk sesleriyle yaşattığımız ülkenin , sokakların şimdi yüzlerce bedenden akan kanla yıkanmasını seyrediyoruz. Peki suçlu kim?  Tenhada dolaşınca tecavüze uğrayan , kalabalıkta gezince patlama kurbanı olan  , sesini ve gerçekleri duyurmaya çalışınca parmaklıkların ardına kapatılan insanlarımız mı suçlu? Sadece arkadaşlarıyla gezmek istedi diye terör kurbanı olan gençlerimiz mi suçlu? Yoksa doğruları söylüyor diye sansürlenen dört duvar arasına sıkışan düşüncelerimiz mi? Bir sürü olay, haber dönüyor etrafımızda , herkes bir şey söylüyor ama eninde sonunda örtbas ediliyor herşey. Savaşın ortasında olduğumuzu anlamamız gereken, bir şeyler yapmamız gereken şu günlerde , 'suçlular' tarafından gözümüz boyanıyor. Peki daha ne kadar başımız sağolacak bizim? Daha ne kadar devam edecek adımlarımızı saran korku? Korkuyorum. Böyle bir ülkeye, dünyaya gelen neslin geleceğinden korkuyorum. Sıradaki bedenlerin bizimkiler olmasından korkuyorum. Herkes gibi korkmak istemiyorum ama korkuyorum.Artık yeter.

22 Eylül 2015 Salı

ÖYLESİNE BİR YAZI #1 (Kıyafet arayışım, bulunamayan gri pantolon ve niceleri...)

 
 
Herkese yeniden merhaba! Yaz bitiyor arkadaşlar ve ben evde oturmaktan çok ama çok sıkılıyorum! Bu sene lise seçimi, hazırlık sınavı, talihsiz kazalar falan derken HİÇ TATİL YAPAMADIM!! Eğer benim gibi rahatına, keyfine düşkün her yaz ordan oraya gezen insanlardansanız inanın bana tatil yapamamak size çok ama çok koyuyor :D Allahtan bayram tatili varda en azından okullar açılmadan önce (bazılarınız bu hafta okula gitti biliyorum) biraz deniz,kum,güneş yüzü görebileceğim :D Doğru duydunuz üç aydır tatil yapmayan ben okullar açılmadan önceki son hafta 4 günlüğüne bir tatile gidiyorum :D Ondan önce de hazır evde otururken size böyle amacı olmayan bir yazı yazmak istedim. Şuan bunu okuyor musunuz ondan bile emin değilim ama olsun :D Yani bu yazıyı 'öylesine konuşma' falan olarak adlandırabiliriz bence.

20 Ağustos 2015 Perşembe

KERSTIN GIER - SILBER | YORUM

 
 
Adı : Silber Rüyalar Kitabı - 1
 
Orijinal Adı: Silber Das erste Buch der Träume
 
Yazar : Kerstin Gier
 
Yayınevi : Pegasus Yayınları
 
Sayfa Sayısı : 400
 
Goodreads Puanı : 4.12
 
 
TANITIM
 
Rüyaların gizemli ülkesine, merak uyandıran bir yolculuk…

Kertenkele tokmaklı, gizemli kapılar; konuşan taş heykeller ve elinde baltasıyla, delirmiş bir bakıcı… Liv Silber'ın rüyaları son zamanlarda epey tuhaflaşmıştır ve içlerinden biri fazlasıyla kafasını kurcalamaktadır. Bu rüyada geceyarısı dört çocuğun gizemli ve karanlık bir ayin gerçekleştirdiği bir mezarlıktadır. Üstelik Liv bu dört genci normal yaşamında tanımaktadır çünkü Grayson ve üç arkadaşı gerçekten vardır.

Liv kısa süre önce bu dört gencin okuduğu okula kaydolmuştur ve aslında hepsi iyi çocuklardır. Mezarlıktaki geceden daha korkutucu olan, arkadaşlarının Liv'in rüyada söylediği ancak gerçek hayatta hiçbir şekilde sözünü etmediği şeyleri bilmesidir. Çocukların bunu nasıl öğrendiğini çözmek ise, bilmeceleri çok seven Liv'in uzak duramayacağı kadar çekici bir gizemdir…
 

17 Ağustos 2015 Pazartesi

İZLEDİĞİM VE YENİ KEŞFETTİĞİM DİZİLER #1

 
Herkese yeniden merhaba! Bugünün konusu başlıktan da anlayabileceğiniz üzere "izlediğim diziler" hakkında. Öncelikle belirtmeliyim ki normal bir insana göre aşırı ciddi anlamda AŞIRI derecede dizi bağımlısıyımdır. Herhalde yayınlanan bütün dizilerin %90'ının en azından ilk bölümünü izlemişliğim vardır -piyasadaki dizilerin yarısını izlediğimi varsayarsak bu ciddi bir rakam- :D
Yabancı dizi izlemeye yanılmıyorsam ortaokulun ilk senesinde falan başladım hatta ilk izlediğim dizilerden biri Pretty Little Liars'tı ki bende yeri çok ayrıdır. Bunlardan zaten yazının devamında ayrıntılı şekilde bahsedeceğim o yüzden rahat olun :D Evet dediğim gibi o zamanlar yabancı dizi izlemek böyle ayrıcalık gibi bir şeydi herhalde o zamanın kafasında böyle dizileri takip edince ard arda 8-9 sezon bitirince falan süper güçleriniz meydana çıkıyordu :D Hah bende de tam o zamanlarda başladı bu dizi izleme hastalığı! Pişman mıyım? Tabi ki hayır.
Daha fazla uzatmadan şimdi size benim her zaman favorim olan ve şu sıralar yeni keşfettiğim birkaç diziden bahsedeceğim. Özellikle belirtiyorum ki İZLEDİĞİM TÜM DİZİLERİ BURADA TEKER TEKER ANLATMAM MÜMKÜN DEĞİL! O yüzdeeen sadece birkaçından bahsedeceğim sizlere..
 
1. PRETTY LITTLE LIARS
 
 
Zaten beni tanıyan kişilerin çoğu bu yazının en başına Pretty Little Liars'ı koyacağımı tahmin etmişlerdir. Olmazsa olmazım diyebilirim. İşte şuan karşınızda benim bu dizi olaylarına girmemin sebebi olan seriyi görüyorsunuz! Bütün replikleri, sezonları,olayları... Hepsini ezbere biliyorum sanırım. Eğer bu diziyi izliyorsanız muhtemelen sizde benim gibi 6 sezon boyunca manyak gibi o malum kişi olan 'A' için teoriler üretmişsinizdir.. Valla PLL fanlarını sadece PLL fanlarını anlar diyorum. Ne çektik be o kadar sezon boyunca!
Biraz konusundan bahsedecek olursak (zaten çoğunuz biliyorsunuzdur büyük ihtimal) Bir arkadaş grubunun 5 kızını anlatır - Spencer Hastings, Hanna Marin, Aria Montgomery, Emily Fields ve Alison DiLaurentis. Bir pijama partisinde Alison kaybolur ve hiçbir yerde bulunamaz. 1 yıl sonra cesedi eskiden yaşadığı evin arkasında görülür.Cesedi bulununca diğer dört kız "A" adlı anonim birinden mesajlar alır, bunlar sadece Alison'ın bildiği sırları içeren mesajlardır.Cenaze töreninden sonra bile mesajlar almaya devam ederler. Ve bu sayede tekrar bir araya gelirler.
Siz böyle kaç sezon boyunca bekleyin bekleyin... sonra Marlene gelsin hoop.. neyse spoiler vermeyeceğim artık diziyi ne kadar sevdiğimi anlamışsınızdır heralde :D Sabrınız varsa izleyin diyorum :D SADECE TEK BİR UYARI LÜTFEN AMA LÜTFEN GİDİP TATLI KÜÇÜK YALANCILAR'I İZLEMEYİNİZ!
 

10 Ağustos 2015 Pazartesi

COLLEEN HOOVER - ÇİRKİN AŞK | YORUM

cirkin-ask-colleen-hoover


Adı : Çirkin Aşk
 
Orijinal Adı : Ugly Love

 Yazar : Colleen Hoover
 
Yayınevi : Epsilon Yayınları
 
Sayfa Sayısı : 368
 
Goodreads Puanı : 4.33


TANITIM
 
Tate Collins havayolu pilotu Miles Archer’la tanıştığında, bunun ilk görüşte aşk olduğunu düşünmez. Birbirlerini arkadaş olarak görecek kadar bile iletişim kurmazlar. Tate ve Miles’ın tek ortak noktası birbirlerine karşı inkâr edilemez bir çekim hissetmeleridir. Tutkularını açıkça ortaya koyduklarında, kusursuz bir planları olduğunu anlarlar. Genç adam aşk peşinde değildir, genç kadının ise aşka ayıracak vakti yoktur, geriye sadece seks kalır. Tate, Miles’ın ona sunduğu iki kurala uyduğu sürece anlaşmaları şaşırtıcı bir şekilde sorunsuz olacaktır.

Asla geçmişim hakkında soru sorma.

Bir gelecek bekleme.

İdare edebileceklerini düşünürler, ama çok geçmeden bunun hiç de kolay olmadığını anlarlar.

Kalplere sızılıyor.

Sözler bozuluyor.

Kurallar çiğneniyor.

 Aşk çirkinleşiyor.  
  

3 Ağustos 2015 Pazartesi

KİTAPPOSTACILARI | HOLY GOLDBERG SLOAN - MUCİZELERİ SAYMAK | YORUM


 
 
Adı : Mucizeleri Saymak
 
Orijinal Adı : Counting by 7's
 
Yazar: Holy Goldberg Sloan
 
Yayınevi : Domingo Yayınları
 
Sayfa Sayısı :328
 
Goodreads Puanı : 4.12


TANITIM
 
Genç Willow Chance yaşıtlarından oldukça farklı ve böyle olmakla ilgili pek bir derdi yok. O, hayatındaki tüm önemli şeylerde parmağının olduğuna inandığı 7 sayısına takıntılı, çiçekli elbiseler yerine botanik bahçesi sahibi olmayı tercih eden, çaktırmadan insanları inceleyip tıbbi teşhisler koyan bir dâhi. Bu olağanüstü? Tuhaf ama aynı zamanda olağanüstü? sevimli kızın hayatı, anne babasını bir trafik kazasında kaybetmesiyle sarsılıyor. Yeniden başlayacak... ve yolculuğu ona eşlik edecek eşsiz karakterlerle dolu. Gerisi, gündelik mucizeler. 2013 yılında New York Times çoksatanlar listesine giren ve pek çok dile çevrilen Mucizeleri Saymak, hayatın görkemini kutlayan, şaşırtıcı, eğlenceli, nefis bir dönüşüm öyküsü?. İzin verin, Willow Chance size de iyi gelsin."Hayatım boyunca unutmayacağım, muhteşem, komik, insanın yüreğini ısıtan bir roman"-Maria Semple, "Neredesin Bernadette"in yazarı-"... ilham verici"-Publisher's Weekly-
 

1 Ağustos 2015 Cumartesi

ELİF&YAREN | YAYINEVİ GÜNCELERİ #1 - GO! KİTAP

 
 
 
Herkese yeniden merhaba! Tatilde gezmece, tozmaca, internet sıkıntısı falan derken kanala video yükleyememiştik. Nihayet eve döndüm ve yeni bir video paylaştım! Yayınevlerinin artılarını eksilerini tartıştığımız , kitaplığımızda o yayınevinden olan kitaplarımızı gösterdiğimiz bir seri başlattık. İlk yayınevimiz şu ara diğerlerine göre biraz daha yeni olan Go Kitap'tı. Her ay böyle böyle bir iki yayınevinden konuşmayı düşünüyoruz :D Umarım seriyi seversiniz, hala izlemediyseniz sizi kanala alıyoruum! Yorumlarınızı paylaşmayı,fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın :D İyi seyirler!